Aşk'ın Türleri
İlk aşk
Ne yaparsanız yapın, ilk aşkınızı unutmanız
mümkün değildir. Yıllar sonra dönüp, "ben ona nasıl aşık
olmuştum acaba" diye pişmanlıkla karışık garip bir duygu da
yaşayabilirsiniz, olsun. O, size ilk aşkı tattırmış, en önemli yaşam
tecrübelerinizden birini yaşatmıştır. Aranızda geçenler acı bile
olsa, dönüp minnetle anacağınız biri hep var olacak. Daha ne olsun?
Yıldırım aşk
Var mı yok mu tartışmasının içinde değiliz.
Diyelim ki var. Demek ki bazılarının duyguları yağmur olup yağabiliyormuş.
Yıldırım aşkla başlayıp yıllar süren beraberlikler de var üstelik.
Barda oturan kadını/erkeği görüp "bu akşam nasıl yatağa
atarım?" diye düşünenlerden bahsetmiyoruz elbette. Sözünü
ettiğimiz gerçek yıldırım aşk. Tek dikkat edilmesi gereken, sürekli
yıldırım aşka tutulanların genellikle kendi yarattıkları illüzyonun
peşinden koşmaları, gerçekle karşılaştıklarında da yeni bir illüzyon
yaratmalarıdır.
Olanaksız aşk
Bazen yolda yürürken rastlarız, bazen en yakınımızda
bulunabilirler. "Bu ikisi bir araya nasıl gelmiş?" diye düşünürüz.
Kendi başımıza geldiği de olmuştur, pedini sağa sola bırakan bir
kadın ya da televizyondaki futbol maçını seyrederken daha önce hiç
duymadığınız küfürler eden bir adam. Aman Allahım?"
dersiniz. Ama olmuştur bir kere. Her aşkın olanaksız bir tarafı
vardır gerçi, çoğunlukla bunları görmemeyi yeğleriz. Ama bu
olanaksız taraflar bazen o kadar ağır basar ki, aşkın hem kaynağı,
hem iddiası, hem motorize gücü, hem de terminatörü olurlar.
Yasak Aşk
Men edilmiş, engellenmiş ve çoğu zaman da
yasadışıdır. Ama aşığın gözü görmez ki... Belki de aşkı aşk
yapan bu "illegal" tarafıdır. Kimbilir?
Platonik Aşk
Onu görmek bile sizi heyecanlandırırken, o
sizin yanınızdan, geçip gider. Siz heyecandan sapır sapır
titrerken, o işiyle meşgul olur. O sizin için hayatınızdaki en önemli
kişiyken, siz onun için sıradan birisinizdir. Hem aşık hem de salak
hissedersiniz kendinizi... Davranışlarından, konuşmalarından işaretler
alıp, umutlanır, bozulur, küsersiniz. İnsanın bir kereliğine bu
duruma düşmesi, tecrübesizlikle yorumlanıp, bağışlanabilir.
Ancak, bir kereden fazla başınıza geldiyse, oturup kendi hakkınızda
düşünmenizde yarar var.
|